Alaçatı, İzmir'in Çeşme ilçesine bağlı bir mahalledir.Ege Denizi'ne kıyısı vardır. Tarihî taş evleri ve rüzgar sörfüne elverişli plajları ile ünlüdür. Son yıllarda taş evleri sayesinde turizmciler tarafından gözde bir yer haline gelmiştir.Alaçatı'nın Arnavut Kaldırım Taşı ile kaplı dar sokaklarını iki ya da tek katlı taş evler gölgeler. İşte bu tarihi mimari doku Alaçatı'nın sahip olduğu en önemli ekonomik değerlerden biridir. Bozulmadan korunmuş, neredeyse en genci 100 yaşında olan taş evler birer birer onarılıp; küçük oteller ve restoranlar açılarak çevreye kazandırılmıştır.Sıvayla korunmuş eski Alaçatı evleri açık renk kireç badana ile boyanmıştır.Bunlar beyaz ve oksit sarı tonlarıdır. Kapı ve pencere kenarları bir çok evde çivit mavi kullanılarak çerçevelendirilmiştir. Pembe, yeşil, mavi, kırmızı gibi renkler Alaçatı kültüründe yoktur.
Alaçatı'nın bozulmadan keşfedilmesi ve taş evleri restore ederek yerleşenlerin, koruma amaçlı yapılaşmaya önem vermesi nedeniyle, ülkemizin kontrollü gelişen ve korunan köşelerinden biri haline gelmiştir. 2000 yılı rakamlarına göre nufusu 8.401 kişi olan Alaçatı, 704 kilometrekarelik alanında birçok eğlence mekânı ve oteli barındırır, Ege Bölgesi'nin önemli tatil beldelerinden biridir.1990'lardarüzgar sörfü tutkunlarının gelmesi ve 2000'li yıllarda Taş ev meraklılarının ilgisi ile birlikte,yalnızca 3-4 yıl içinde Alaçatı Türkiye'nin en gözde tatil yörelerinden biri haline geldi.2001 yılında ilk küçük otel açılmıştır.
Alaçatı sahilleri Akdeniz'in en temiz denizlerine, en güzel plajlarına sahiptir.İzmir şehir merkezine yaklaşık 70 km. uzaklıkta, Adnan Menderes Havaalanı'na ise 90 km. uzaklıktadır. Şehirden ve havaalanından Alaçatı'ya ulaşım Çeşme otobanı üzerinden yaklaşık yarım saat sürmektedir. Sakinliğini koruyan beldede sabahlara kadar yüksek sesli müzik yayını yapılmasına, bar veya diskotek açılmasına izin verilmemektedir.Kendi içinde ki bütünlüğünü koruyan Alaçatı kahvelerinde bile plastik sandalye göremezsiniz.Alaçatıyı eşsiz kılan da,kendi içinde oluşturduğu ve koruduğu değerlerdir. Beldenin özellikle son on yıldır özel sektör ve yerel yönetim işbirliği, Alaçatı’da yaşamayı tercih edenlerin gönüllü katkıları ve halkın karşılıksız çabaları ile turizm bakımından örnek gösterilecek bir gelişme ivmesi kazanması,Alaçatı sakinlerini beldenin doğazenginliğini,otlarının çeşitliliğini tanıtmak ve bu otlarla pişirilen geleneksel yemeklerinin kaybolmamasını sağlamak için, bu festivali düzenleme kararı aldırdı. İlki2010 yılında düzenlenen ''Alaçatı Ot Festivali'' ,6.senesini ''Ebegümeci” temasıyla kutlanacak. Doğa zenginliğinde sınır tanımayan Alaçatı sularının,Türkiye’desportif balıkçı barındıran deniz haline gelmesi ile birlikte,Her yıl Ekim ayında bir araya gelen Türkiye’nin en iyi balıkçıları, “Alaçatı Uluslararası Balıkçılık Turnuvası”ile eğlenirler.Dünyada, hatırı sayılır bir yere sahip,,Avrupa’nın en büyük açık deniz balıkçılık turnuvası olan ''Alaçatı Balıkçılık Turnuvası''kapılarını tüm amatör balık meraklılarına açar.